Anasayfa
<bgsound src="http://literotica.com/audio/2011/sound_2011_02/anonymous_sodamnhot.mp3" loop="true">

Baldızımın Gözyaşları..

       Ben 29 yaşında 1,76 boyunda, 4 senelik evli bir beyim oldukça yakışıklıyım. Tabi bunun sonucunda eşimden başka sevgililerim de var. Baldızım 19 yaşında, hafif kısa boylu çıtı pıtı denecek cinsten, esmer uzun kıvırcık saçlı, yeşil gözlü, devamlı seksi giyinmeyi seven, erkeklerin ilgisine bayılan, sıcak kanlı, esprili çok rahat açık seçik konuşabilen 3 aylık evli bir Venüs... Bacanak tır şoförü olduğu için ayın 20 günü yurt dışında tabii dolayısıyla baldız devamlı yalnız. Bazen bacanağa takılırım.

       "Oğlum bu kadını böyle yalnız nasıl bırakıp gidiyorsun? diye o da her seferinde

       "Bacanak siz ne güne duruyorsunuz? Siz sahip çıkarsınız. Size emanet karım... der.

        Yazın en sıcak günlerinde bir Pazar günü tavlamaya çalıştığım hatunlardan birini yanıma alarak onun isteği üzerine korka korka baldızımın oturduğu, karadenize sahili olan bir komşu ilçeye geçtim. Amacım bir şekilde kadını tava getirip akşama kadar köpekler gibi sikişmek. Sevgilim şehir merkezinde yemek yedikten sonra pansiyona geçeriz teklifini yapınca mecburen sahil kıyısındaki bir balık lokantasına girdik. Yemeğimizi yedik.

       Gözlerim etrafta, çaktırmadan bir tanıdık çıkar mı acaba diye endişeyle bakınıyorum. Olacak bu ya, tam çıkışta yanında iki arkadaşıyla lokantaya giren baldızımla karşı karşıya geldim. Tabi benim surat kıpkırmızı ağzımı bıçak açmıyor. Ama baldız hiç bozuntuya vermeden şöyle bir tebessüm etti ve yanımızdan geçip gitti. Ben şok olmuştum ama açıkçası endişeliydim. Eşime anlatacağını düşünüyordum. O gün olanları düşünmekten sevgilimle doğru dürüst sikişemedim bile çünkü baldızımın imalı tebessümü bende bir takım şüphelere neden olmuştu.

       Aradan bir hafta kadar bir zaman geçti. Eşimde herhangi bir değişiklik olmadığını görünce baldızımın bizi gördüğünü söylemediğini anladım. Bir Cuma günü akşamı eve gittiğimde eşim baldızımın bizi hafta sonu için davet ettiğini bacanak evde olmadığı için canının sıkıldığını söyledi. Hafta sonu için işlerimin olduğunu söylesem de sonunda eşimin dediği oldu. Eşim

       "- Madem hafta sonu ordayız bu akşamdan çıkalım" teklifini yapınca ben baldızımın musait olmayabileceğini söyledim O da hemen baldızımı arayarak bu akşamdan geleceğimizi söyledi ve yola çıktık. Yaklaşık 20 dakika sonra baldızımın evindeydik.

       Yine her zamanki şen şakraklığıyla kapıyı açan baldızım, üzerinde liseli kızların giydiği cinsten damalı mini bir etek ve alt tarafına düğüm attığı, üstten hiç düğme bağlamadığı beyaz bir gömlekle, saçlarını arkadan yukarıya toplayarak seks abidesi olmuş bir şekilde karşıladı bizi... İlk önce ablasını, sonra yanıma gelerek dudakla yanak arasından beni öperken gözlerindeki parıltıyı dehşetle farketmiştim. Neler çeviriyordu baldızım. Neden şimdiye kadar ablasına bir şey anlatmamıştı. Yoksa bu akşam hep beraberken mi söyleyecekti.

       Tereddütle içeri girdim. Adeta diken üzerinde oturuyordum. Ama evde benim dışımda herkes gayet normal, rahattı. Bu durumu farkettiğimde ben de biraz olsun gevşemiş, rahatlamıştım. Eşimle baldızım yemek için masayı hazırlarken baldızım

       "- Hadi bakalım benim becerikli eniştem sen de içkileri al gel " dedi. Dışarı çıktım marketten bir 70lik rakı 10 tanede bira aldım eve geldim. Biraz daha soğumaları için buzdolabina gittim.

       O sırada baldızım mutfak tezgahının önünde salatayla uğraşıyordu. Arkasında masa olduğu için rahat geçebileceğim bir yer yoktu. Yanında dikilmeye başladım. Baldızım

       "- Enişte niye dikiliyorsun, geçsene arkamdan..." deyince mecburen (!) kalçalarına sürterek arkasından geçtim. Dönüşü de aynı şekilde yapmam gerekiyordu. Ama biraz daha farklı oldu çünkü baldızım tam arkasından geçerken kalçalarıyla beni skıştırarak,

       "- Neden yapıyorsun?" deyince arkasında kalakaldım. Şimdi tam arkasındaydım ama aklım sorduğu sorudaydı.

       "- Neyi neden yapıyorum baldız?" dedim.

       Kalçaları tam kasıklarımın üstünde kafasını geriye doğru çevirerek,

       "- Enişte ikimiz de aptal değiliz ne demek istediğimi anladın.. Neden ablamı aldatıyorsun?" dedi. Kızardığımı hissedince gülmeye başladı. Eşimin içeriden bize seslenmesiyle kendime geldim ve salona gidip bir koltuğu adeta ilişerek oturdum ama gözüm ve aklım baldızdaydı. Neden hala ablasına söylemiyordu? Bana işkence etmeye bayılıyordu.

"Yapma enişte, şimdi boşalacağım,.. "

       Yemek masasında baldızım tam karşıma oturdu. Ama gözü devamlı bende, gözgöze geldiğimiz sırada muzırca gülümsemelerle, bazen de ince iğnelemelerle yemeği bitirdik.

       Bir bardak rakı alıp balkona çıktım. Eşimle baldızım masayı toplamaya başladılar. Balkonda iki tane sandelye vardı birine oturdum. Peşimden eşim de geldi ve yanımdaki sandalyeye oturdu. Sohbet etmeye havan sudan konuşmaya başladık. O sırada baldız balkonun kapısına geldi bir bana bir eşime baktı ve

        "- Oooo, muhabbettiniz bol olsun.. Tabi beni unuttunuz burada, ben ayakta kaldım.." deyince şakayla karışık,

       "- Ee, sen de gel kucağıma otur baldız.. " deyiverdim. Ama baldızım çok rahat bir şekilde geldi kucağıma oturdu ve

       "- Ne olacak otururum tabi.. eniştem değil misin? Hem kocam beni sana emanet etti, sen de emanete iyi bak.." dedi. Normal bir durumda eşimin kızacağını bildiğim halde, eşimin de sarhoşluğuna güvenerek kalçasına bir şaplak attım ve gülerek

       "- Ama oturduğun yere dikkat et.." dedim. Kucağımda yan oturmuş vaziyette kulağıma eğilerek,

       " - Onun sahipleri çok, o alışkındır..." dedi ve bir kahkaha patlattı. Eşim garipçe bize bakıyordu. Baldızımın kalçasına küçük bir çimdik atarak eşime,

       "- Bu bacanak cesur adammış, bu kadını bu halde bırakıp gidiyor" dedim. Baldızım kucağıma kalçalarını bastırarak daha çok yerleşirken

       "- Aşk olsun enişte, ne varmış halimde? Ben elin orospuları gibi evli adamlarla sahillerde balık lokantalarında yemek yedikten sonra gidip altlarına yatmıyorum ki... Ne işim varsa kendi kendime hallediyorum..." dedi. Bu arada yine o hınzırca tebessüm vardı yüzünde. İşte yine başlamıştık.

       "- Hadi bakalım kalk kucağımdan yoksa ablana bir şey kalmayacak.." diyerek hem konuyu dağıtmak hem de kazık gibi olan sikimin boşalmasını engellemek için baldızımı kucağımdan kaldırdım. İşte o an şok olmuştum çünkü önüm ıslaktı. Bu ıslaklık, baldızımın amından akan suyun ıslaklığıydı. Bu kadar ateşli olacağını düşünememiştim. Baldız önüme baktı ve göz işareti yaparak önümü kapatmamı istedi. Eşim yerinden kalktı,

       "- Midem bulanıyor.. Çok kaçırdım galiba.. Ben bir kahve yapacağım.. İsteyen var mı ?" dedi. İkimiz de istedik. Eşim yerinden kalktı mutfağa doğru giderken baldız eşimden boşalan sandalyeye oturdu. Kısa bir sessizlik oldu. Sessizliği ben bozdum:

        "- Baldız ne yapmaya çalışıyorsun ?"

       Kafasını bana hiç çevirmeden yine o hınzır gülümseyişle:

       "- Ne yaptığımı düşünüyorsun ki ?"

       "Daha ne olsun.. bana işkence etmeye bayılıyorsun değil mi? Ama unutma intikamım kötü olacak..

       "- Ne yapacaksın enişte?”

        "- Hele bacanak gelsin.. Sokacağım ikinizi bir odaya.. Kapınızda dikileceğim.. Pestilin çıkana kadar seni becerteceğim."

       "- Senin o kadına yaptığın gibi mi yani?” Yine o şen okkalı kahkahalarından birini patlatarak "Aman be enişte çok alıngansın, ben eğer ablama söyleyecek olsaydım şimdiye kadar söylerdim… Hem güçlü yakışıklı adamsın.. Eğer ablam seni yeterince doyurmuyorsa neden başka kadınlara gitmeyesin ki? Ben olsam senin yerinde ben de aynı şeyi yapardım. Ama bazen çok uzaktakileri değil etrafındaki insanları da düşün.." dedi ve aniden yerinden kalktı. Balkonun korkuluklarına dayanarak denizi seyretmeye başladı. O anda ikinci şoku yaşadım. Baldızımın altında külot yoktu. Ama artık bu kadarı da fazlaydı. Baldızım resmen,

       "- Enişte gel ne olur sik bu daracık amımı" diyordu. Usulca yerimden kalktım, içeride eşimin olması, her an buraya gelme ihtimalinin olması umurumda değildi. Yavaşça baldızımın arkasına doğru geçtim, elimi ateş gibi yanan amına attım. O anda derin bir "offff" sesi duydum baldızımdan. Elim resmen yanıyordu. Vıcık vıcık olmuş amına orta parmağımın ucunu hafifçe soktum. Tekrar bir "offff" sesi geldi.

       "- Yapma enişte şimdi boşalacağım… Eğer boşalacak olursam kimse susturamaz beni, ortalığı ayağa kaldırırım " dedi. Bu beni daha çok azdırmıştı. Artık, içeride ablasının olması onunda umurunda değildi. Orta parmağımı daha çok derine soktum, sonra bir parmak daha... Artık iki parmağım zorda olsa  baldızımın amının içindeydi. Hiç konuşmuyorduk, sanki sadece o ve ben vardık dünyada. Baldızım şehvetle kalçalarını elime doğru bastırarak kafasını geriye doğru attı. Gözleri kapalıydı.

       "- Ne yapacaksan yap artık dayanamayacağım" dedi.

       Yavaşça boynundan öpmeye başladım. Küçük tatlı öpücükler baldızımın çıldırmasına yetti. Aniden elimi çektim ve yerime oturdum. Artık sıra bendeydi. Öylece kalakalmıştı. Bana döndü, gözlerinde ağlamaklı bir halle bana bakıyordu. Gözlerinin içine bakarak yaptığımızın yanlış olduğunu söyledim.

       "- Neden yanlış olsun enişte, dayanamıyorum.. Eğer sen hemen sikmezsen, yarın mutlaka birini bulup siktireceğim kendimi" dedi.

       Bu kadar açık konuşması, beni daha çok azdırmıştı. Ama yine de daha zamanı vardı.

        "- Demek bacanak yeteri kadar sikemiyor.." dedim.

       "- Nasıl siksin enişte, ayda bir hafta geliyor bu da bana yetmiyor, bu yaşımda dul gibi yaşıyorum" dedi. O sırada eşim geldi ve konuyu kapattık.

       Gece yarısına doğru eşim uykusunun geldiğini söyleyerek

       "- Haydi hayatım yatalım..." dedi. Ben uykumun olmadığını söylesem de kolumdan zorla sürüklercesine beni diğer odaya götürdü. Tam pantolonumu ve gömleğimi çıkarttığım sırada baldızım aniden odaya girdi ve tek külotla kaldığım için küloduma zor sığan sikime bakarak yine o muzır gülümsemesiyle,

       "- Abla isterseniz benim yatak odamda yatın, oradaki yatak daha rahat, yaylı.. Hem ses de çıkmaz, siz şimdi rahat durmazsınız.." dedi. Eşimle birlikte onun yatak odasına geçtik. Eşim,

       "- Keşke şu kızı bu adamla evlendirmeseydik... Baksana eniştesi olmasan nerdeyse üzerine atlayacak... korkuyorum bir gün enişte beye boynuz takacak. Zaten onun daha lise zamanından böyle azgın olacağı belliydi. Anlattığına göre lisede bir çok erkeğe götten vermiş.." deyince,

       "- Ama hayatım, onun da işi zor, daha bu yaşta, üstelik sikişmenin zevkine vardığı halde sikişemeden günler geçiriyor. Gerçekten zor..." dedim. Tabi onu bu gece ne yapıp ne edip sikeceğimi söyleyemedim. Eşimle yatağımıza yattık. Eşime sarıldım.Eşim,

       "- Biliyorum hayatım kardeşim seni çok azdırdı ama başım çok ağrıyor, içki çarptı galiba. Bu gece yapmayalım.." deyince, çaresiz dönüp uyumaya çalıştım.

       Aradan bir saat kadar zaman geçmişti. Hem sıcağın etkisi, hemde baldızımın daracık amı aklımdan çıkmadığı için uyuyamıyordum. Usulca yerimden kalktım, eşime baktım top atsan uyanmazdı. Ayağımda bir tek külotla salona geçtim. Etrafta derin bir sessizlik vardı. Hala tereddütteydim baldızımın yanına gitmekte.

"Benim sikici eniştem.."

       Odasının önüne geldim,kapısı yarı aralıktı. Orospu geleceğimi tahmin etmiş, kapısını kapatmamıştı. Artık ne olursa olsun diyerek içeri daldım. Karanlık olduğu için etrafı seçemiyordum. Gözlerim karanlığa alışana kadar bekledim. Yatağına baktım, bozulmamıştı bile. Dışarı çıktım, mutfağa geçtim, orada da yoktu. Tuvaletin ışığı da yanmıyordu. Balkona doğru yöneldim. Kapı zaten açıktı, balkona geçtim.

       İşte orada tüm seksiliğiyle yine korkuluklara yaslanmış, o daracık amı tam karşımda duruyordu. Ama altında bir hareketlilik vardı. Yanaştım, ay ışığından gördüğüm kadarıyla kendisini okşuyordu. Benim geldiğimi farketmemişti.

       Elimi amına doğru uzattım, dokundum, dokunmamla birlikte bir çığlık attı ve zıplayarak bana doğru döndü. Korkutacağımı düşünmemiştim. Dönmesiyle dudaklarıma yapışması bir oldu. Dudaklarımı emmiyor, resmen ısırıyordu. Dilimi ağzının içine sokmaya çalışıyordum ama o da aynı şeyi denediği için dillerimiz çarpışıyor, hırsla birbirimizi çekiştiriyorduk.

       Elini külodumun yanlarına attı, hemen aşağıya indirdi. Sikim ortaya çıkar çıkmaz kopartacak gibi asılmaya, taşaklarımı sıkmaya başladı. Bir yandan birbirimizi yemeye devam ediyorduk. Sonra aniden beni geriye doğru iterek sandalyeye oturmamı sağladı. Ben,

       "- Dur güzelim, biraz sevişelim" deyince,

       "- Dalga mı geçiyorsun enişte? Ben evlendiğiniz günden beri hep senin sikini içimde hayal ederek yatardım. Artık bu fırsatı buldum, bekleyemem.." dedi ve sırtı bana dönük olarak, aniden, sanki o sik kaçacakmış ta bir daha bulamayacakmış gibi sikimin üstüne oturdu.

       Vay orospu... demek kendisini bana siktirmeye çoktan razıydı. Sikimde küçük bir sancı hissettim. Baldızımın dar olduğunu anlamıştım ama bu kadar dar olacağını düşünemiyordum bile.

        Resmen sikimin derisi soyuldu. Amından şelaleler gibi sular aktığı halde yine de almakta zorlanmıştı. Sikimi içine alır almaz yüksek sesle bir çığlık attı, elimi hemen ağzına kapattım. En az 1-2 dakika öylece hir hareket etmeden durdu. Ben kalçalarından tutup alttan amına vurmaya kalkınca,

       "- Dur enişte.. Ne olur dur... Biraz tadını alayım muhteşem sikinin... Ohhhhhhh.." dedi. Biraz daha bekledim ama artık sikim ağrımaya başladı. Hafif hafif hareketlenmeye, sikimin üstüne oturup kalkmaya başladı.

        Soyunmamıştı bile. Üstünde aynı damalı mini eteği, göbeğinin üstünde bağladığı gömleği vardı. O sikimin üstünde yavaş yavaş zıplarken, ben gömleğinin önünü açtım ve o el bile deydirmeğe kıyamayacağım portakaldan biraz irice, fındıktan küçük uçları olan memelerini avuçladım.Bir elim bağırırsa sesi çıkmasın diye ağzında, diğer elim memelerindeydi.

       Artık benim de bir şeyler yapmam gerekiyordu. Bacaklarını iki yanlardan tutarak sırtı bana dönük vaziyette ayağa kalktım. Zaten çıtıpıtı olan baldızım arkadan boynuma sarılmaya çalışarak kalçalarını sikime doğru bastırıyordu.

       İçinden çıktım, tekrar sandalyeye oturdum ve baldızımı yüzü bana dönük vaziyette sikime oturttum. Birkaç gidip gelme  sonrasında aniden kasılmaya, boynuma sarılıp dudaklarımı kopartırcasına ısırmaya başladı. Sanki birisi tutmuş ta sallıyormuş gibi zangır zangır titriyordu. Birden durdu ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

       Ne yapacağımı şaşırmıştım. Sikim içinde, öylece kaldım. Bir şeyler söylemeye çalıştım ama tekrar dudaklarıma yapışarak dudaklarımı emmeye,dilini ağzımda dolaştırmaya başladı. Bir yandan ağlıyor, bir yandan dudaklarımı kemiriyor, bir yandan da sikimin üstünde çılgın bir ata binmiş joker gibi zıplıyordu. Belinden tutarak bende alttan amına vurmaya başladım. Artık boşalacağımı anlamıştım. Bu kadar dar, bu kadar ateşli, bu kadar azgın bir amda fazla bile gidip gelmiştim.

       Tekrar içinden çıktım, ayağa kaldırdım, tekrar sırtını bana döndü, eliyle sikimi tuttu ve arkasındaki o küçük pembe-mor karışımı renkteki deliğe yaklaştırdı. Sikim, içinden yeni çıktğım için kaygandı ama yine de girmeyeceğini düşündüm. Yanılmıştım, çünkü götüne, amından rahat girmiştim. Yine sikime oturur oturmaz öylece kala kaldı.

       "- Tüm deliklerim sikinin her noktasını hissetsin.. Benim sikici eniştem..".

       Böyle konuşmaları beni daha çok deli ediyordu. Tekrar kalçalarından tutarak ayağa kalktım, elleri korkuluklarda, kalçası kucağımda, ayakları havada, sırtı bana dönük vaziyette deliler gibi götünden sikmeye başladım.

       Artık çığlık atmıyor, resmen böğürüyordu ama inanın o an dünya umurumda değildi. Eşim içeride bizi duymuş, duymamış düşünemiyordum. Tek düşündüğüm baldızımın o daracık göt deliğiydi. Gözlerim kararmaya, başım dönmeye başlamıştı. Bu arada baldızım yine hıçkırarak ağlamaya başladı. Ben arkasından götüne soktukça, o çığlıklarla ağlıyordu. Delice sikmeye devam ederken kasılmaya başlamasıyla boşalacağını anladım. Öyle bir kasılıyordu ki, artık götüne giriş çıkışlarım zorlanmaya, sikim ağrımaya başladı. Son birkaç darbe daha.... Ve ikimizde zangır zangır titreyerek boşaldık....

       Kendimizden o kadar geçmiştik ki, o esnada baldızım, kafasını korkuluklara vurmuş, alnı kanıyordu. Fark edememiştik bile. Bu nasıl bir zevkti böyle.

       İçinden hiç çıkmadan sandalyeye o da kucağımda olacak şekilde oturdum. Alnındaki kanı elimle sildim. Hiç abartısız en az bir saat hiç kımıldamadan, konuşmadan ve sikimi içinden çıkartmadan öylece kaldık.

       "- Pişman mısın enişte?". Bir an düşündüm, eşimi zaten aldatıyordum, bunu onun kızkardeşiyle yapmam bir şey değiştirmezdi.

       "- Hayır bebeğim.. neden pişman olayım ki, bacanak seni bana emanet ederken çok iyi bak dememiş miydi? Ben de elimden geleni yapıyorum...". Küçük bir gülücükle

       "- Elinden geleni değil, sikinden geleni yapıyorsun benim sikici eniştem...".

       Kucağımdan kalktı, kalçalarını kıvıra kıvıra içeri geçti. Ben de yerden külotumu aldım,giydim peşinden mutfağa geçtim. Tezgahta su içiyordu, arkasında durdum.

       "- Enişte yemekten önce de burda durmuştun, ben kalçalarımı sikine dayamıştım, ama helal olsun dayanıklı adammışsın, her an beni sikeceğini sandım ama bir şey yapmadın...". Gülümsedim

       "- Ablan içeride olmasaydı anlardın sikip sikmeyeceğimi...". Bana döndü

       " - Enişte belki de ablam bir şey demez... Biliyorsun o beni mutlu görmek için elinden ne gelirse yapar..". Bir yandan düğmeleri açık gömleğinden elimi sokarak memelerini okşuyor, bir yandan da boynunu öperek

       "- Bunu şimdilik zamana bırakalım bebeğim,kim bilir belki de kabul eder..." dedim.




Anasayfa